26 Ocak 2013 Cumartesi

Avcıların Gözünden Hayat/3.bölüm/Büyük Kediler

Yeni yazım kedigillerin 4 büyük üyesi üzerine.Bunlar; aslanlar,kaplanlar,jaguarlar, ve leoparlar.Bu hayvanların tamamen avcı olmak için yaratıldıklarını ve tam olarak nasıl evrildiklerine ilişkin konulardan bahsedeceğim.

İlk olarak büyük kediler  kedigiller(felidae) familyasına ait pantherinae olarak adlandırılan,karnivor süper yırtıcılardır.Ağırlık olarak 100 kilogramın üzerine çıkabilen bu kedilerin büyük kedi olarak adlandırılmasındaki asıl önemli neden kükreyebilmeleridir.Yoksa bu gruba dahil olmayıp,leopardan daha ağır olabilen puma'larda bu gruba dahil olmalıydı fakat kükreyemediği için gruba dahil değildir.
Kısaca kükreyen ve en ağır kedilere büyük kediler(pantherinae) denir.

İlk olarak bu 4 kedinin ortak özelliklerini sayalım.Hepside kendi yaşadığı ortamlarda uç yırtıcılardır.Yani bunları avlayan hayvan normal koşullarda yoktur.Pençelerini geri çekebilirler ve diğer kedilere göre çeneleri kafalarına oranla daha uzundur.Ve de hepsininde nesilleri tükenme tehlikesiyle karşıkarışıyadır.

Afrika Erkek Aslanı
1)Aslanlar:(Pantherianae leo) Afrika'da yaşayan; büyük kedilerin 2.en ağır üyesidirler.Ağırlıkları 130 ila 250 arası değişir.Hatta 375 kilogram gelen erkek aslanlara rastlansada asıl olarak ortalama,doğadaki sağlıklı bir erkek aslanın kilosu 200-220 kilogramdır.Erkek aslanın kuyruksuz uzunluğu 200cm kadardır.Omuz yüksekliği 115 cm'dir.Dişileri ise 130 kg ve 170 cm kadardır.Dişisi ile erkeği arasında bu kadar fark bulunan tek kedidir.Bunun nedeni aslında aslanların sosyal görev düzeninden kaynaklanıyor.Aslanlarda dişiler avlanırken,erkekler sürüyü,başka erkek aslanlar gibi dış tehditlerden korur.Bu yüzden avcılık görevi olan dişiler, sürate ve gizliliğe ihtiyaç duyduklarından ufaktırlar ve yelesizdirler.Daha çok koruma ve kavga etme görevi bulunan erkekler ise iridir ve yeleye sahiptirler.Yele aslanın dövüşlerde yara almaması için boğazını korur ve boğulmasını önler.Sürü halinde dolaşan aslanların diğer sürüler ile rekabet halinde olması kaçınılmaz olduğu için dişi ve erkekleri arasında bu denli bir görev paylaşımı şarttır ve binlerce yıldır buna göre evrilmişlerdir.
   Avları genelde büyük otçul memelilerdir. Antiloplar , buffalolar ve hatta bazen zürafa ve fil gibi büyük hayvanlarıda avladıkları bilinir.Avlarını sürüden ayırarak 4 köşeden sararlar ve boğarak öldürürler.Bazen iri hayvanları avlarken erkek aslanlarada ihtiyaç olur.
 Aslanların doğal düşmanları neredeyse yoktur.Rakip olarak görülebilecek tek hayvan olan sırtlanlar kalabalık sürü halinde saldırarak aslanları alt etmeyi başarabilir.Ancak bu olay çok nadir görülür.Bir aslan 3 sırtlan gücüne sahiptir ve genelde böyle bir savaşı kazanan aslanlar olur.Ayrıca sudada timsahlar aslanlar için tehlike oluşturabilir.O yüzden aslanlar suda timsahlarla karşılaşmaktan çekinir.Aynısı karadada timsahlar için geçerlidir.Bunların haricinde aslanların en büyük düşmanları diğer sürüdeki erkek aslanlardır ve aslan ölümleri en çok diğer aslanlar tarafından olur.

2)Kaplanlar:(Pantherianae tigris) Asya'da yaşarlar.Kedigillerin en büyük ve en ağır üyesidir fakat erkek aslanlar yerden yükseklik olarak kaplanlardan daha yüksektir..200-350 kg ağırlıktadırlar ve 210 cm uzunluğa ve 105 cm omuz yüksekliğine sahiptir.Aslanlardan farklı olarak kaplanlarda dişi ile erkekler arasında o kadar göze çarpan bir irilik farkı yoktur.Aslanların bu özelliği, aralarındaki rekabet sonucu diğer erkek aslanlarla dövüşerek kazandıkları tahmin ediliyor.Dünyadaki kaplanların %80'i hindistan'da yaşamaktadır.Kaplanlar ormanlarda yaşamak için evrilmişlerdir.Post rengi,ağaçların arasında kamufle olmasını kolaylaştırır.Büyük kediler arasında jaguarla beraber tek iyi yüzücü kedidirler.Sürü halinde yaşamazlar ve yalnız avlanırlar.Kaplanlar;geyik,domuz,manda  gibi iri hayvanları avlayabilir.Kendi yaşadığı ortamda doğal düşmanları yoktur.Hatta öyleki nehirde yüzerek timsah avladıkları bilinir.Kaplanların çoğu alt türünün soyu,tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır.En iri kaplan alt türü olan sibirya kaplanlarının dünyada 2000 civarı kaldığı biliniyor.
Sibirya Kaplanı

3)Jaguarlar:(Pantherianae onca): 3.en iri büyük kedi olan jaguarlar batı yarımküresinin en büyük ve güçlü kedisidir.Abd ve meksikanın bazı yerlerinde görülebilirler.
   Jaguarlar görünüş olarak leoparlara benzetilir.Fakat leoparlardan daha iri ve güçlüdürler.Ayrıca beneklerinde bariz şekilde desen farkı vardır ve çene yapısı itibariyle kaplanlara daha çok benzerler.
Jaguarlar 160 cm uzunluğa,105-135kg ağırlığa ve 75 cm omuz yüksekliğine sahiptirler.Ormanlık alanlar,açık araziler dahil her türlü ortamda yaşayabilirler.Özellikle suda çok iyi yüzerler ve avlanırlar.Kaplan ile benzer olarak yalnız yaşar ve avlanırlar.
Jaguar


   Çeneleri aşırı derecede kuvvetlidir(memelilerde sırtlanlardan sonra en güçlü çeneye sahip hayvandır) Öyleki aslanlardan ve kaplanlardan daha yüksek ısırma gücüne sahiptirler.Bu özelliklerini kaplumbağa kabuklarını kırarak kazandıkları tahmin ediliyor.Jaguarlar gerek müthiş av çeşitlilikleri,gerekse vücut ağırlığına kıyasla muhteşem olan kas güçleriyle bazı bilim adamlarınca dünyanın en güçlü kedisi olarak görülüyor.Avlanma teknikleri diğer tüm kedilerden farklıdır.Avlarını boğazlarından ısırıp boğmak yerine, güçlü çeneleriyle avının kafatasını ısırıp kırarak öldürürler.

4)Leoparlar:(Pantherianae pardus) 4.En iri büyük kedidirler.155 cm uzunluğa,80kg ağırlığa ve 75 cm omuz yüksekliğine sahiptirler.Afrikada aslanlar ile aynı ortamda yaşarlar.Yüksek tırmanma yetenekleriyle bilinirler.En iyi tırmanan  büyük kedidirler.Leoparlar ayrıca çok iyi gizlenirler ve kamufle olurlar.Avladıkları ceylan,tavşan,domuz gibi hayvanları,aslan ve sırtlan gibi güçlü hayvanlara kaptırmamak için ağaca çıkarıp yerler.Bazı durumlarda sırtlanlara saldırmaktan çekinmezler.Fakat genel olarak leoparlar sırtlan görünce avladıkları hayvanı bırakıp kaçar.

24 Ocak 2013 Perşembe

Avcıların Gözünden Hayat/2.bölüm/Yılanlar

Selam.Bu blogdaki,''Avcıların Gözünden Hayat'' başlığı altındaki konumun  2.bölümü olarak sizlere doğanın en muhteşem ve en korkulan avcılarından birisi olan  ''Yılan'' lardan bahsedeceğim.

Bilindiği gibi yılanlar,kuvvetli bir zehir barındırır.Hatta yılan deyince hemen hemen herkesin aklına ''zehir'' gelir.Fakat istatiksel verilere bakınca 2000-3000 yılan türünün arasından  sadece 500-600  kadar türün zehirli olduğunu görürüz.Bu da %25 civarı eder ve aslında ''yılanlar genel olarak zehirsizdir''  denebilir.Bu yanlış fikride kafamızdan aşındırdıysak şimdi yılanlar hakkında ki bilimsel özelliklere göz atalım.

Yılan;latince ''Serpentes'' olarak adlandırılır.Pullular takımına ait,etçil sürüngenlerdirler.Ayaksız kertenkeleler ile aynı takımda olan yılanlar,dış kulaklarının ve göz kapaklarının olmayışıyla farklılık gösterir.Takımındanda anlaşılabileceği gibi tüm yılanların derisi pullarla kaplıdır.

Vücut şekillerinden ve davranışlarındanda anlaşılabildiği gibi,yılanlar kendi şartlarına müthiş bir adaptasyon sağlamış hayvanlardır.Ayakları olmadığından dolayı,gövdelerinde sürünmeyi kolaylaştıran binlerce sayıda kas bulunur.İskeletleri son derece fazla eklem bulundurur ve vücutları aşırı derecede esnektir.Yılanların özellikle kafa iskeletleri benzersizdir.Çiğneme ve parçalama yetenekleri olmayan yılanlar avlarını tüm olarak yutmak zorundadır.Bu yüzden çene kemikleri buna göre evrilmiştir.Üst ve alt çeneyi birleştiren eklemleri bulunmaz.Bu sayede çene,boylamda 180 derece açıldığı gibi ayrıca boylamasınada %100 oranında genişler.Alt çene kemiği diğer hayvanlarda olduğu gibi ortadan birleşik değildir.Yani bu da demek oluyorki yılan,avını yutarken alt çenesinide enine dğru genişletebilir.Bu çene özellikleri yılanlara kendi ağırlıkları kadar avları yutabilmelerini sağlar.Ayrıca yılanlar avlarını yutarken,soluk borularının ucunu, tıpkı  bir şnorkel gibi dışarı çıkarabilir.Bu sayede yutma esnasında nefes alabilmeleri sağlanır.
 Yılanların iç organlarıda enlemesine değil,boylamasına sıralanır.Mesela böbrekler yılanlarda üst üstedir.Bu da yutulan besinin yılanın iç organlarına baskısının minimal seviyeye çekilmesi için sağlanan adaptasyonlardan biridir.

 Yılanlar antartika,kutup bölgeleri hariç dünyanın her tarafında görülebilir. Boyut olarak çok farklılık gösterebilirler.10 cm'den 10 mt'ye kadar değişebilen uzunluğa sahiptirler.Fakat genel olarak 1-2 metre arası olurlar.Yılanlar koku alma işlemini dilleriyle yaparlar.Havadaki kimyasal değişimleri çok rahatlıkla algılarlar.Hatta öyleki zehirli bir yılan,zehirledikten sonra kaçan avını,avındaki kendi zehrinin kokusunu alarak bulur.O yüzden avlarını ısırıp zehirlerini zerk ettikten sonra ısırmayı bırakıp avın kaçmasına izin verirler.Maksat enerji tasarrufudur.Fakat uçan avlarını ısırdıktan sonra bırakmazlar.Uçup gitmesin diye.Ayrıca yılanlar kulakları yokmuş gibi görünsede çeneleriyle kulakları arasında kemik bağlantısı olduğundan toprakdaki sarsıntıları duyabilirler.


Zehirli Yılanlar:Yukarıdada bahsettiğim gibi yılanların sadece %25'si zehirlidir.Bu zehirler zehir salgı bezlerinden üretilip özel olarak evrilmiş 2 içi boş dişten enjekte edilir.Zehirli yılanlar zehirsiz yılanlardan evrilmiştir.Bunun mantığıda basittir.Zehirli yılanlar genellikle ufak ve güçsüz olduklarından,ayrıca ayak gibi uzuvlarıda bulunmadığından hem kendini savunma,hemde avlanabilme becerisini arttırabilmek için evrilerek zehir kazanmıştır.

Bir yılanın insan için tehlike oluşturabilmesi için şu 4 kritere bakılır.
1)Saldırganlık:Yılanlar genelde ne kadar zehirli olursa olsun,insan görünce genelde kaçmayı yeğler.Fakat aşağıda bahsedeceğim  bazı yılanlar insan gibi potansiyel bir tehlikeyle karşılaşınca kaçmak yerine saldırmayı yeğler.O yüzden zehirden çok yılanın saldırganlık potansiyeli önem arz eder.
2)Zehir gücü:Yılanlar arasında bir ısırıkta insanı dakikalar içerisinde öldürebilecek türler mevcuttur.Özellikle bu yılanlardan uzak durmak en hayrınıza olanıdır.
3)Zehir miktarı:Zehir her ne kadar kuvvetlide olsa yılanın bir ısırıkta verdiği zehir miktarıda önemlidir.Bazı yılanlar zehirinin kuvveti azda olsa bir ısırışta müthiş dozda zehir enjekte eder,bazılarıysa çok kuvvetli zehre sahipken az miktarda zehir boşaltır.
4)Saldırı menzili:Bazı yılanlar vücut uzunlukları kadar saldırı mesafesine sahiptir.Bu,yılanın saldırısından kaçabilme şansınızı bir hayli azaltır.

Yılan zehri çeşidine göre 2'ye ayrılır.
Nörotoksin :Sinirsistemini etkileyen,genelde felç ve ölüm getiren zehir tipidir.Bu tür zehire genelde kobra ve mercangiller sahiptir.
Hemotoksin:Kan dolaşımını etkileyen,genelde kangren ve akıbetinde ölüm getiren zehir tipidir.Genelde engerekgillerde ve çıngırakgillerde bulunur.

Yılan zehrinin öldürücü kısmı; enzimatikden ziyade protein ve peptin yapıdaki maddelerdir.Bu maddeler zehrin 100 de 1'lik bir kısmını oluştursada zehrin tamamının %99'luk zehirleme kısmını gerçekleştirir.
      Zehir vücutta 2'yolla yayılabilir.
1)Kan yoluyla:Bu yoldan yayılma genelde damar içine enjekte edilen zehir ile olur.Fakat bu çok düşük bir olasılıktır.Bu yolla yayılan zehir dakikalar içinde ölüm getirebilir.
2)Lenf yoluyla:Genelde zehir vücut içine bu yolla dağılır.Yavaş işleyen bir zehirlenme türüdür.Vücut ne kadar hareket ederse yayılma o kadar hızlı olur.Hatta lenfden kana geçerse ölüm oranı kat ve kat artar.

İnsanlar için çok tehlikeli zehirli  yılanlar;

Engerekgiller:Zehir ve saldırganlık konusunda en üstün yılan olmamasına rağmen bu tür yılanlar genelde insanların yaşadıkları bölgelerde yaşayabildiğinden,yılda en fazla insan ölümüne neden olan yılanlardır.
Engereklerin en zehirlisi 'Boynuzlu Engerek'

Kral Kobra:En uzun zehirli yılandır.4.5-6 metre arası boya sahiptirler.Kral kobraların zehirlerinin toksik kuvveti son derece yüksektir.Fakat bir dozda az miktarda zehir enjekte eder.Buda öldürücülüğü bir nebze azaltmış oluyor.Ayrıca zehirlerini dişlerinden 1.5-2 metre püskürtebilirler.Bu zehrin göze gelmesi durumunda körlüğe kadar gidebilen göz sorunları yaşanabilir.Bu kadar ölümcül olabilen bu yılanın iyi yanı genelde saldırganlığı seçmemesidir.Yinede çok dikkat edilmesi gereken bir yılan türüdür.

Taipangiller:Bu yılan türü dünyadaki en zehirli yılan türüdür.Kobradan 100 kat daha zehirlidirler.Fakat saldırgan değildirler ve üzerine basılmadığı yada tahrik edilmediği sürece insana saldırmazlar.

Kara Mamba:Kral kobradan sonraki en uzun 2.zehirli yılan olan bu tür dünyadaki en tehlikeli zehirli yılan olarak biliniyor.Zehrinin çok kuvvetli olmasının yanı sıra bir ısırıkta müthiş derecede zehir enjekte ederler.Ayrıca aşırı derecede saldırgan bir türdür ve insanlara saldırmaktan çekinmezler.Ayrıca karadaki en hızlı yılandır ve tüm vücüdunu dimdik bir şekilde havaya dikebilen tek yılandır.Isırdığında ölüm oranı %100 olan tek yılan türüdür.







Zehirsiz yılanlar:Genelde avlarını boğarak öldüren iri ve güçlü yılanlardır.Avlarını canlı bir şekildede yutabilirler.Bu tür yılanların en bilinenleri boa ve anakondalardır.Anakondalar dünyadaki en büyük yılanlardır.Boyları 6 metreden 10 metreye kadar değişir.Kendi habitatlarında doğal düşmanları yoktur.Suda çok iyi yüzebilirler ve geyikten,timsaha kadar çoğu büyüklükteki hayvanı boğup yutabilirler.İnsanları bile avlayabilirler.Fakat yılan büyük bir avı yuttuğunda çok enerji kaybeder ve ağırlıktan dolayı hareket edemeyebilir.Ve ordan geçen başka bir yırtıcıya kendini sunmuş olur.O yüzden genellikle böyle bir riske girmek istemezler.Bu tür zehirsiz yılanların en sevdiği avlar diğer yılanlardır.Çünkü yılanların kolları ve bacakları olmadığından yutması kolaydır.Ayrıca yılan zehirine karşıda bağışıklılıkları vardır.Dünya üzerinde nasıl kemirgenlerin sayısını zehirli yılanlar dengeliyorsa,zehirsiz yılanlarda zehirli yılanları yiyerek  sayılarını dengede tutarlar.Tabi bu dengeyi birileri bozmadığı sürece...






21 Ocak 2013 Pazartesi

Avcıların Gözünden Hayat/1.bölüm/Kurtlar

     Merhaba öncelikle.Bu yazımda doğanın en uzmanlaşmış ve muhteşem avcılarından birisi olan ''kurt''ları konu alacağım.Bu hayvanların genel özelliklerini avlanma taktiklerini ve onların gözünden hayatı sizlere sunacağım.

İlk olarak kurt deyince aklımıza ne geliyor?Şüphesiz çoğunluk ''Vahşi ortamda yaşayan köpektir'' der.Bu ne kadar doğru ne kadar yanlış bunu tartışmayacağım.Sonuçta kurtlar Köpekgiller(canidae) familyası içerisinde.Yani bir bakıma kurt,köpeğin alt dallarından biridir mantığı kurulabilir.

Neyse işin bilimsel kısmına geçelim.Kurtlar aslında köpekgillerden türemiş bir tür olarak adlandırılsada aslında kalıtsal olarak kurt,köpeğin atasıdır.Yani bu cümlemdende anlaşılabileceği gibi kurtlar,köpeklerden çok daha önce yeryüzünde yaşıyorlardı.
      Kurtların özellikleri:Kurtlar köpekgillerin en iri türüdür.Fakat hepsi iri demiyorum çünkü bir rotweilerın ağırlığının yarısı kadar olan kurtlarda mevcut.Kurtlar ortalama olarak boydan boya 140-150 cm ve 50-55 kg ağırlığa sahiptir.Yerden yükseklikleri ortalama 65 cm'dir.Kurtlar yaşadıkları çevreye göre çok çeşitli boyutlarda olabilir.Örneğin kanada'da yaşayan tundra kurdu 160cm boydayken,arabistan-meksika gibi kurak yerlerde yaşayan kurtlar 80cm'i geçmez.Genel olarak soğuk iklimde yaşayan üyeleri daha iridir ve tüyleri uzundur.
   Bilindiği gibi kurtlar vahşi hayvanlardır.Tavşan,kuş,geyik,kemirgen  ve daha ne bulursa yiyebilirler.
Çok aç kalmış bir kurt yemek seçmez.Sürü halinde;kendi ağırlıklarının 4-5 katı hayvanları avlayabilirler.Kurtlar hiyerarşik olarak müthiş bir düzen içerisinde olduklarından avlanma stratejileri maximum seviyededir.Aslan ve diğer avcılarda olduğu gibi,öldürülen avdan sonra yemek tartışması yaşanmaz.Sürünün lideri alfa erkek ilk olarak yeme hakkına sahiptir ve diğer kurtlar bu kuralı asla bozmaz.Alfa erkeği her ne kadar liderliğinin getirdiği üstünlüklerden yararlansada,sürüye disiplin getirmek zorunda olduğundan büyük sorumluluk altındadır.
  Kurtlar hayatlarında eş değiştirmeyen nadir canlılardandır.Asla kendi kanından bir kurtla çiftleşmezler.8-10 kişilik aile halinde sürü oluştururlar.(alfa erkeği,alfa dişi,çocuklar ve onların çocukları) Sürüde yaralanan yada hasta bir kurt varsa aile o kurdun arkasını kollar.





Bunların dışında sürüden kovulan yalnız yaşayan kurtlarada rastlanmıştır.Kurtlar yaşadığı zor şartlara adaptasyonla cevap vermiştir.Soğuk yerlerde yaşayanları uzun kürklere ve kalın pençelere(karda rahat ilerlemek için) sahiptir.Çok uzun süre boyunca aç kalabilirler.Çok aç kalan kurtlarda bitkisel beslenme dahil,anormal beslenme alışkanlıkları görülebilir.

Kurtların köpeklerden ayrımını yapmak gerekirse şu şekilde olabilir;

1)Kurtlar köpeklerden farklı olarak genelde  daha uzun kürke sahiptir.
2)Kurtların kuyrukları köpeklerden farklı olarak kıvrık değildir.
3)Kesici dişleri ve köpek dişleri köpeklerden  daha uzun ve çok daha sivridir.
4)Köpeklerin kafatasları,kurtlarla karşılaştırıldığında çok  farklıdır.Bu kafa iskeletlerini karşılaştırarak net bir şekilde anlaşılabilir.
5)Kurtların vücutları,köpeklere kıyasla daha uzun ve göğüsleri incedir.Burunları kulaklardan geldikçe üçgen bir hal alır ve hafif yukaru doğru kıvrıktır.Köpeklerde ise burun tarafı daha küttür ve aşağı doğru uzar.
6)Kurtlar vahşi ortama uyum sağladıklarından dolayı,uzun mesafeli koşularda çok iyidir.Hiç durmadan 30-35 km boyunca koşabilirler.Köpekler ise bunun 10'da birinde yorulurlar.
7)Kurtların gözleri,köpeklere göre daha çekiktir.
8)Kurtlar ön ayaklarıyla bastıkları yere arka ayaklarıylada basarak yürür.Hatta sürü aynı izlere basarak yürür.Bunun nedeni fazla iz yapmamak ve gizliliği korumaktır.


Tundra kurdu (Canis lupus albus)

Şimdi kurtların doğal düşmanları kısmına gelelim.Kurtların öyle ahım şahım bir düşmanları bulunmaz.Tabi en büyük düşmanları olan insanları saymıyorum.Diğer  düşmanlarını sayacak olursak,diğer kurtlar,ayılar,pumalar ve vaşaklar sayılabilir.Kurtlar genelde sürü halinde dolaştıkları için aslında doğal düşmanları yoktur.Aklı başında hiçbir canlı 10-15 kişilik kurt ailesinin 100 metre yakınına bile yaklaşmak istemez.Fakat bazen süründen ayrılan yada kovulan kurtlar;puma,vaşak gibi yırtıcı kedilerle karşılaşmak zorunda kalabilir.Böyle durumlarda genellikle savaşmazlar fakat av çıkarları çakışırsa savaşmaktan çekinmezler.Vaşak,en iri kurtlardan olan kanada kurdu için kolay lokmayken,puma;kurt için çok zorlu bir rakip olabilir.Kurdun en büyük silahı kalın kürküdür.Ayrıca çenesi çok kuvvetlidir ve dişleri aşırı derecede sivridir.Puma ise pençelerini kullanarak savaşır ve kurda kıyasla çok daha hızlı ve çeviktir.Böyle bir karşılaşmada sonuç değişsede genel olarak iki hayvanda yaralanıp yorulunca birbirlerinden uzaklaşır.Bunun haricinde birebir olarak bazen ayılarlada dövüştükleri bilinir.Çok aç kaldıkları zaman insanların yaşadıkları bölgelere sızıp evcil hayvanlarıda avladıkları bilinir(tavuk,koyun,keçi,köpek ne varsa) Ülkemizde bilindiği gibi kurtlara karşı kangal köpekleri kullanılır.Fakat gerek ülkemizde yaşayan kurtların boyut olarak fazla iri olmaması,gerekse kangallarda tasma bulunması böyle bir karşılaşmada kangalların üstünlüğünü getirir.Fakat doğal ortamındaki avcı bir kanada kurdunun,heleki alfa kurdunun,herhangi bir köpek tarafından öldürülmesi olanaksızdır.
Doğu Kanada kurdu (Canis lupus lycaon)

Bunların haricinde kurt gibi doğa harikası hayvanların zevk uğruna yada para uğruna,soylarını tüketecek derecede avlayan böyle bir insanoğluyla aynı türü paylaştığımada bezen utanıyorum.
  Son olarak, böyle aşağılık İnsanlara tavsiyem; Bu hayvanları belgesellerde izleyerek en azından onlar kadar olmayı öğrenin.Hayata neden geldiğinizi sorgulayın.Unutulmamalıdır ki insan olmak,hayvanlardan daha bilinçli olarak doğaya uyum sağlamak demektir.Oysa görüyorum ki bazıları hayvanların yanına bile yaklaşamıyor...